Malzeme : Hamuru için: 1 bardak süt, yarım bulyon tipi yaş maya ,tuz, şeker(1 kesme şeker)1 yumurta,yarım su bardagı 1sıvı veya katı yag,1 kl un
ÜSTü için:çörek otu, yumurta sarısı 4kaşık sıvı yag
USTA AHÇIDAN LOKMA TARİFİ İçi için.:siyah zeytin çekirdekleri ayıklanmış iki bardak ,robotta ezin,kıyma haline getirin.iki baş soganıda katın onuda kıyma haline getirin,,
YApılışı. Hamurun malzemelerini katın hamuru yogurun , dinlenmeye bırakın ,15 dakka sonra cevizden büyük parçalar yuvarlayın,açarken elinizle açarsanız sıvı yaga bulayın elinizi ve bir küçük piza boyunda yada lahmacun şeklinde açın, kıyılmış zeytinden bir tatlı kaşıgı sürün hertarafına sonra dürüm şeklinde sarın ve resimdeki şekilde döndürerek yapın üstüne yumurtayı yagla karıştırıp sürün ve çörekotu serpin,fırına verince 200 derecede olmasına dikkat edin nar gibi kızarınca fırından alın, afiyet olsun..
Degişik MOTİFLER EV TASARIMI MOBİLYA ÇEŞİTLER EV TASARIMI MOBİLYA ÇEŞİTLER
Ev tekstillerini nasıl yıkamalı? Çamaşır makinesinde duş perdesi yıkamak çok mu zor? Ya battaniyeniz için ne düşünüyorsunuz? İşte ev tekstillerini yıkamak için ihtiyacınız olan ipuçları… Battaniyeler: Yün olmayan battaniyeler genellikle nazik programda, soğuk suda yıkanabilir. Öncelikle renginin solup solmayacağını kontrol edin. Soğuk su ile durulayıp düşük devirde kurutun. Yün battaniyeler için kuru temizleme en güvenli yöntemdir. Elde yıkamakla uğraşmaya tahammül edebiliyorsanız, soğuk suda yumuşak deterjanla yıkayabilirsiniz. Ardından zemine yatırıp tamamen kurumasını bekleyin. Kurutucunuzun ayarlarını da kabartma konumuna getirin. ,Perdeler: Birçok perdenin kuru temizleme yapılması gerekir. Mesela pamuk gibi nazik ve yıkanabilir kumaşlar, aylarca hatta yıllarca güneş ışığına ve toza maruz kaldıklarından zayıflarlar. Yumuşatıcı kullanarak makinenizi nazik programa getirin. Suyun soğuk veya ılık olmasına dikkat edip ayrı ayrı yıkayın. Sererek kuruttuktan sonra hafif buharla ütüleyin. Yıkma işlemini ileride daha kolay yapabilmek için perdelerinizi iki veya üç ayda ya da ayda bir süpürgenizin dar ucuyla çekin. Yılda iki kez de yıkamaya özen gösterin. Halılar: Küçük pamuklu veya sentetik halıları kendiniz temizleyebilirsiniz. Banyo paspasları ve ince lateks veya kauçuk içerikli paspasları nazik programda yıkayın. Suyun soğuk ya da ılık olmasına dikkat edin. Tam bir temizlik elde etmek ve ürünün aşınmasını minimuma indirmek için önerilen deterjan miktarını yarıya indirin. Sonra sererek kurutun. Ayrıca bu tip ve diğer halılar için köpük temizleyicilerle fark yaratabilirsiniz. Sisal, Hint keneviri gibi yünden bitki lifleriyle yapılmış değerli, antika halılarınız profesyonel el değmesi gerekir.
Masa örtüleri ve peçeteler: Bu eşyalar lekeleri ile göze çarpar. Kahve, tereyağı, sıvı yağ gibi her şey onların üzerindedir. Bu kirlileri oksijenli beyazlatıcıya yatırın. Sıcak suya deterjan koyup içerisinde yıkayın. Islak kumaşlarda yağ lekelerini ortaya çıkartmak zordur. Sererek biraz kurumasına izin verin. Isı ile kurutursanız lekeler sabitlenebilir. Daha sonra parlak ışıkta bakın. Benekler kalmışsa profesyonel yöntem gerekebilir. Birçok makinenin sı ısısı sadece 110 dereceye kadar yükselebiliyor. Bu ısı birçok lekeyi çıkartmaya yetmeyebilir. Koyluk ve minder kılıfları: Bazı ürünlerde dışarıdan uygulayacağınız temizleyiciler işe yarayabilir. Diğer ürünlerde üretici tavsiyesi üzerine kuru temizleme yapılması gerekir. Birçok kumaş üretim sırasında yıkanmamış olacağından çekme yapabilir. Sık sık yıkarsanız destekleyiciler de deforme olabilir. Ürünleriniz pamuk, keten, sentetik kumaştan yapılmışsa makinede yıkayabilirsiniz. Fakat solmayacağı ve çekmeyeceği konusunda emin olmalısınız. Bunu, satın alırken mutlaka sorun. Ürünleri diğerlerinden ayrı, soğuk suda ve nazik programda çok amaçlı deterjanlarla yıkayabilirsiniz. Sererek kurutun ya da kurutucunuzun yavaş programını kullanın. Sonra mobilyanızın üzerine eskisi gibi örtmeye dikkat edin. Kılıfları mobilyaya daha iyi oturması için az nemliyken uygulayın. Bu herhangi bir daralma için önlem olacaktır. Çarşaflar:kurutun Pamuk, pazen, sentetik, bambu ve modal(kayın ve yün) dokulu çarşafları bakterileri öldürmek için haftada bir kez sıcak suda çok amaçlı deterjanlarla yıkayabilirsiniz. Sererek kurutun. Keten, ipek, saten karışımlı pamuklu çarşafları da nazik programda, yumuşak deterjanla ve soğuk suda yıkayın. Özellikle alerji konusunda kaygılanıyorsanız, kuru temizlemeye vermeyin. Yavaş programda ya da sererek .
Duş perdeleri: Kumaş ve plastik duş perdelerini çok amaçlı deterjanla, nazik programda ve ılık suda yıkayabilirisiniz. Plastik perdeleri yıkarken, makinenize çorap gibi yumuşak eşyalar koyarak dönme esnasındaki zarar verici gücü azaltabilirsiniz. Böylece ürünlerinizin deforme olmasını önleyebilirsiniz. Plastik perdeleri sererek kurutun. Kumaşlar içinse koruma önerilerini mutlaka Yatağınızı uzun zamandır mı kullanıyorsunuz? Artık üzerinde rahat uyuyamadığınızı mı düşünüyorsunuz? Ya da kış yaklaştı yeni bir yorgana ihtiyacım mı var diyorsunuz? Baş veya boyun ağrınızın sebebi yastığınız olabilir mi? Tüm bu sorunları çözmek için bu ürünlerinizi değiştirmek istiyorsanız, birçok alternatifiniz mevcut.
YATAK YORGAN SEÇİMİNDE
Normal bir insan hayatinin yaklaşık üçte birini uyuyarak geçirir. Bu da yatak, yastık ve yorganın ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkarıyor. Bu durumda iyi bir yatağın hayatınızda önemli bir yer tuttuğunu unutmamanız gerekiyor. Çünkü yaşam alanlarında sağlığınızı direkt olarak etkileyecek tek mobilya yatağınız olacaktır. Bunun için yatağınızın kaliteli olmasına özen göstermelisiniz. Ayrıca bir yatağı en az 8-10 yıl kullanacağınızı düşünürseniz en iyisini almak sizin hakkınız
. Günümüzde piyasalarda başta yaylı yatak olmak üzere sünger, lateks, su yatağı ve klasik şilteler bulunuyor. Yaylı yataklar ip yay konstrüksiyonu ve bu konstrüksiyon içerisindeki hava boşluğu nedeniyle yaylanma esnasında mükemmel bir hava sirkülasyonu sağlar. Yaylanma ve esneme özelliği yatağın, vücudun kıvrımlarına uyum sağlamasını ve dolayısıyla omurganın düz durmasına imkan verir. Sonuçta yaylı yataklar omurgayı doğru konumda desteklerler ve en az kas gerilmelerine yol açarlar. Pamuk veya yun elyafla doldurulmuş klasik şilteler hava geçirme özelliği ve tabii elyaflardan yapılmaları nedeniyle sağlıklı olmalarına rağmen çok kısa zamanda yatışarak normal yüksekliklerini kaybetmeleri ve çukurlaşmaları nedeniyle omurganın eğri durmasına neden olurlar ve sırt ağrısına yol açabilirler.
Kaliteli bir sünger yatak ise vücudun şeklini iyi almasına rağmen hemen hemen hiç hava geçirmediği için terlemelere ve vücutta elektrik birikimine yol açar ve yataktan yorgun kalkılmasına neden olur.
Yatağın ömrünü uzatmak için bunlara dikkat!
Yatak koruyucular yüzeyin kirlenmesine mani olurken zaman içerisinde koku oluşmasını da engeller. Yatağınızın iki yüzünü de kullanın. Periyodik aralıklarla ters yüz etmek yatağınızda hep ayni bölgeye baskı gelmesini engelleyerek, ömrünü uzatır. Yatağın katlanması yatak içi konstrüksiyonlarda deformasyona yol açabilir, bu da yatağın ömrünü kısaltır.
Uyku stiline göre yastık seçimi
Kullandığınız yastıkları yalnızca içerdikleri materyallere göre değil uyuyuş stilinize de uygun olarak seçmelisiniz. Örneğin yan yatarak uyuyanlardansanız sert yastıklar tam size göre. Çünkü bu tip yastıklar boyun ve omuz bölgesi arasındaki boşluğu doldurarak en uygun yatış pozisyonunu sağlamaktadır. Yüz ustu uyuyanlar ise yumuşak ve orta yumuşaklıktaki yastıkları tercih etmelidir. Böylelikte başları çok havada kalmamış ve kan dolaşımını engellememiş olurlar. Sırt üstü yatanlar ise kesinlikte orta yumuşaklıktaki yastıkları tercih etmelidir. YASTIK BAKIMI
Yastığınızın ömrünü uzatmak istiyorsanız mutlaka yastık kılıfı kullanmalısınız. Yastığınızın sağlıklı kalabilmesi için güneşte mümkün olduğunca çok havalandırmanızda fayda var. Belli aralıklarla ılık su ve deterjan kullanarak elinizde yıkayın. Çamaşır makinesinde yıkamayın. Elinizde yıkadıktan sonra durulayıp asın veya düz bir yere yatırarak kurumaya bırakın. Kurutma işlemi için kurutma makinesi kullanmayın. Silikon yastıklar doğal bir urun olmadığından mikrop barındırmaz, antialerjik anti bakteriyel bir malzemedir. Bu yastıklar çamaşır makinesinde yıkanabilir ancak sıkma yapılması tay siye edilmez. Makinede yıkama sonrası sıkmaya geçmeden ıslakken alınmalı leğen ya da benzeri bir kapta suyunu bırakması beklenilmelidir. Daha sonra sererek kurutulmalıdır.
Çok sayıda öğrenci ders çalışma ile ilgili yakınmalarını ve sorunlarını sık sık dile getirir. Bunlardan bir kısmı ders çalışmaya başlamakta güçlük çektiğinden, bir kısmı çalışmayı sürdüremediğinden, bir kısmı da çalıştığı halde başarılı olamadığından şikayetçidir.
||Yaptığımız araştırmalar ve öğrencilerle görüşmelerimiz sonucunda ders çalışma konusundaki sorunların başlıca şu nedenlerden kaynaklandığı ortaya çıkıyor;
||a) Öğrencilerin küçük yaştan itibaren çalışma alışkanlığı edinememiş olması,
||b) Yanlış çalışma alışkanlıkları,
||c) Temel bilgi eksikliğinden dolayı dersleri anlayamama,
||d) Kendine güvensizlik, olumsuz duygu ve düşünceler,||e) Ailevî sorunlar.
||Burada en yaygın neden olan `Yanlış Çalışma Alışkanlıkları`nı ayrıntıları ile ele almaya çalışacağız. Yanlış çalışma alışkanlıkları genellikle şunlardır:
||Amaçsız çalışma
||Plansız ve programsız çalışma||Evin değişik yerlerinde çalışma||Yatarak, uzanarak çalışma||TV karşısında ya da müzikle çalışma||Ezberleyerek öğrenmeye çalışma||Kaynaklardan yararlanmama||Derslerden korkma, anlayamadığı dersi bırakma, bazı ön yargılar||Sevgili öğrenciler, ders çalışma konusunda sorunlarınız varsa öncelikle yukarıda sıraladığımız `yanlış çalışma alışkanlıkları`nı inceleyip hangisinin ya da hangilerinin sizde olup olmadığını düşünün. Eğer yanlış çalışma alışkanlıklarına sahipseniz, ders çalışma konusundaki sorunlarınız, büyük ölçüde bundan kaynaklanmaktadır.
||Bu durumda ilk yapmanız gereken aşağıda ele alacağımız doğru verimli, ders çalışma konusundaki önerilerimizi dikkatle okumak ve eksiksiz uygulamaya çalışmaktır. Önerilerimizi eksiksiz uygulamaya başladıktan bir süre sonra sorunların azalmaya başladığını da göreceğiz.||Doğru çalışma alışkanlıkları .
1. Amaç belirleyin||Amacını açık seçik belirlememiş bir kişi, dümeni olmayan bir gemiye benzer. Gemi sürekli yol alır. İçindekiler çalıştıklarını zanneder. Ancak geminin akıbeti şansa ve kader kalmıştır. Böyle bir gemi kayalara çarparak parçalanacağı gibi hiç ilgisiz bir limana da gidebilir. Başarı için öğrencinin hayattan ne beklediğini amacının ne olduğunu bilmesi gerekir. Başarılı olmanın tek ve mutlak ölçüsü iyi bir üniversiteye girmek, herkesin gıpta ettiği bir mesleğe sahip olmak değildir.
İnsan, yetenekli olduğu çok değişik alanlarda severek yapabileceği çeşitli işlerde kendini ortaya koyabilmişse, yaşamdan zevk alan birisi ise başarılı olmuş demektir... Hayatta en büyük amaç mutlu olmaktır. Her şey bunun uğrunda yapılmaktadır. Ancak herkesin mutlu olmak için kullandığı araçlar farklıdır.||Sizler, üniversite sınavlarına hazırlanırken sizi mutlu edecek, severek yapabileceğiniz bir mesleği elde etmeye çalışıyorsunuz. Ancak sizi mutlu edecek mesleği ya da meslekleri önceden belirlememiş olmanız çalışmamız için size çok önemli bir yol gösterici olacaktır. Çalışmanızın yönünü belirlemek ve çalışma isteğinizi sürekli tutmak için yapmanız gereken en önemli şey sizi ilerde mutlu edecek yolu belirlemektir. Neye ulaşmak için çalıştığınızı bilmeniz gerekir. https://www.yenimesaj.com.tr//index.php?haberno=8007546&tarih=2008-09-04 Öğrenmenin koşulları var mı?
Evet. Öğrenmenin önkoşulları; uyanıklık, dikkat, aktif katılım ve motivasyondur.
Aktif katılım nedir?
Beyni öğrenmeye hazırlamanın temeli, beynin bilmek istediklerini tam, net ve kesin olarak ona vermektir. Öğreneceğiniz konuyla ilgili olarak okuma amacınızı ve ne kadar sürede öğreneceğinizi belirlemeniz, öğrenme sürecinde aktif olmanızı sağlayacaktır.
Verimli ders çalışmanın ilk aşaması nedir?
Amaçların ve önceliklerin belirlenmesi gerekiyor. Daha sonra zaman planı ve ardından çalışma planı yapılması en önemli adımlar.
Amaç ve önceliklerimi nasıl belirleyeceğim?
Bu akşam izlemek istediğiniz bir maç günlük amaçtır. Bu ay içinde okumak istediğiniz kitap biraz daha geniş zamanlıdır. Kısa ya da geniş zamanlı tüm amaçlarınızı aynı listede en önemliden en az önemliye doğru sıralayın.
Listemle o günkü durumum uyuşmuyorsa?
Ders çalışmanız gereken saatte televizyondan kopmakta zorlanıyorsanız amaç listenizi gözden geçirmeniz gerekiyor. Böyle bir durumda ya liste gerçekçi değildir ya da aldığınız kararı uygulamada yeterli irade gücüne sahip değilsiniz demektir. Hedefleriniz gücünüze uymalı.
Örnek verir misiniz?
Örneğin dikkati kolay dağılan bir öğrencinin 'Ara vermeden 3 saat çalışacağım' düşüncesiyle çalışma masasının başına oturması gerçekçi değildir. Çünkü ulaşılamayan her hedef kendinize olan güveni olumsuz etkileyip bir süre sonra kendinizi güçsüz hissetmenize ve 'Olmayacak, yapamayacağım' düşüncelerinin oluşmasına neden olacaktır.
Sorunlardan birisi de unutkanlık. Bu nasıl yenilir?
Yapılan araştırmalar yeni öğrenilen bir bilginin öğrenildiği gün dörtte üçünün unutulduğunu gösteriyor. Bunu önlemenin tek yolu düzenli tekrar yapmak.
Ders çalışırken dikkat nedir?
Dikkat, çalışırken konuya odaklanmaktır. Bu odaklanma öğrenmeyi kolaylaştırdığı gibi çabuklaştırır da.
Dikkati dağıtan durumlar nelerdir? Hayal kurmak, endişe öğrencileri ders çalışmaktan uzaklaştırır.
Hayal kurmaya başladığımız anda ne yapmalıyız?
Bu durumdan kurtulabilmenin 2 yolu var. Hayal kurmayı ders çalıştıktan sonra kendinize ödül gibi düşünün. Eğer bunu yapamıyorsanız o zaman bu hayalinizi düşünmeye devam edin ve 'Bittikten sonra artık ders çalışmaya başlayabilirim' diye düşünün.
Öncelik sevdiğim derslerde mi olmalı, sevmediklerimde mi?
Eğer kimya problemleri uykunuzu getiriyorsa henüz yorgun değilken onları çözmeye çalışın. En çok hoşlandığınız dersleri en sona bırakın.
Ders çalışma oturumları uzun mu olmalı?
Mümkünse kısa tutun. 4-5 saatlik ders çalışma maratonunda dikkatinizin konu üzerinde odaklaşma süresi kısadır.
Uzun çalışmak zorundaysam...
Sistemli olarak her saat için 10 dakikalık ara verin. Dikkatinizi kısa sürelerde odaklaştırın, sonra ara vererek zihninizi dinlendirin. (EGİTİM PORTALI.COM)
ISIT ARTIK!
Düşlerim üşüyor, sensizliğin dondurucu soğuğunda. İlkbaharları özlüyor titreyen yalnızlıklarım, yokluğunun kışında. Ruhumun siyah karanlıklarında kardelenlerin açması için, ürperen ellerimi ısıt artık!
Sokakta tir tir titreyen kedi yavrusunun feryadını duy da güneşi ol, kutup iklimindeki umutlarımın. Gönlümün hazan yapraklarını hüznümün uçurumunda en sıcak gülüşünle ısıt artık!
Hayallerimin en girift labirentinde kaybolan gözyaşlarımın hatırına tüm sevda şarkılarımı en tatlı bakışlarınla ısıt artık!
Soğuk memleketlere sürgün edilmiş bir mahkumun son dileği uğruna sözlerinin sıcaklığınla sana hasret mısralarımı ısıt artık!
Buz tutan pencerelerin buharına yazdım sevginin sıcak avuntusuna hasret cümlelerimi, üşüyen parmaklarımla. Özlem cümlelerimin eksiltili olmaması için yüklemlerimi ısıt artık!
Uzak ülkelerin ücra kasabalarını resmederken, uzun ince bir yoldaki seyyah ikilemlerim; rüyalarım siyah beyaz film karelerine yazılıyor mutlulukları kucaklayarak… Zamanın sonsuz evrenini kutsarcasına üzüntülerimi, sevinçlerimi ve hayallerimi ısıt artık!
Tavşankanı çay tadındaki hatıralarımdasın. Kar beyazı rüyalarımın karabasanların ürperten kışıyla üşümemesi için beni en güzel fincanlarının sıcaklığıyla ısıt artık!
Sevcan ÖZDEN www.edebiyatogretmeni.net
MEFTUNUM YAR
AŞKIM, AŞKIM SANA SESLENİYORUM, NERDESİN
GÖNLÜM ,SENSİZ, YANGINLARDA ,YANIYORUM
AŞKIM, AŞKIM NEREDESİN, ÜŞÜYORUM BU RÜYADA
DERTLER HEP COŞMUŞ, ÜSTÜME GELİYOR
SENSİZLİK BAĞRIMI YAKMIŞ, YANIYORUM KORLARDA.
HASRETİM SANA HASRETİM ANLASANA
CANIM YANIYOR ,SENSİZLİK ÖYLESİNE ZORKİ,
SENSİZLİK İÇİNDE KAYBOLDUM,KAYBOLDUM
GÖZLERİMİ YUMUNCA SENLE KONUŞUYORUM
DERTLERİM DEPREŞİYOR,SANA AÇILIYORUM
BANA ÖYLESİNE YAKINSINKİ,ANLATAMIYORUM
HANİ KANATLI KUŞLARIN VARYA UÇARLAR,SESSİZCE KAYBOLURLAR, UFKA DOĞRU
DOLUP TAŞAN NEHİRDEN YAŞLAR YAA
ÖZLEDİM, ÖZLEDİM ,MEFTUNUN OLDUM YAR
BU UZUN YOLCUKLUK BİTMEZ YAR...
YAR, GÖNLÜMÜN SAHİBİ,SENİ ÖZLEDİM
SENİ ÇOK SEVİYORUM AMA ÇOK .........
EDEBİYAT......................
ŞİNASİ: Tercüme-i Monzume, Şair Evlenmesi( Batı tekniğinde yazılmış ilk tiyatromuz), Müntehebat-ı Eşar, Durub-ı Emsal-i Osmaniye
NAMIK KEMAL:Vatan Yahut Silistre (sahnelenen ilk tiyatromuz), Zavallı Çocuk,Akif Bey, Kerbela, Celalettin Harzemşah, İntibah(ilk edebi romanımız), Cezmi(ilk tarihi romanımız)
AHMET MİTHAT EFENDİ: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Felatun Bey ile Rakım Efendi, Yer Yüzünde Bir Melek, Henüz On Yedi Yaşında, Letaif-i Rivayet, Yeniçeriler
RECAİZADE MAHMUT EKREM: Nağme-i Seher, Yadigar-ı Şebab, Zemzeme, Nejad Ekrem, Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Araba Sevdası(bazı kaynaklar da bu romanı ilk realist eserimiz olarak kabul eder)
NABİZADE NAZIM: Karabibik( edebiyatımızdaki ilk realist eserdir.), Zehra(edebiyatımızdaki ilk köy romanıdır)
TEVFİK FİKRET:Rübab-ı Şikeste, Haluk un Defteri, Rübabın Cevabı, Tarih-i Kadim, Doksanbeşe Doğru, Şermin( Tevfik Fikret in çocuklar için kaleme aldığı bu şiir şairin hece vezniyle yazdığı tek şiiridir) ,sis
CENAP ŞAHABETTİN:Tamat,Afak-ı ırak, Evrak-ı Eyyam,Nesr-i Harp, Nesr-i Sulh, Tiryaki Sözler, Körebe , Yalan, Hac yolunda
AHMET HAŞİM:Göl saatleri;Piyale, Gurubahane-i Laklakan, Bize Göre, Franfurt Seyahatnemesi
ÖMER SEYFETTİN:Yalnız Efe, Efruz Bey, İlk Düşen Ak, Yüksek Ökçeler, Bomba Gizli Mabet, Asilzadeler, Bahar ve Kelebekler ,Beyaz Lale, Mahçupluk İmtihanı
ZİYA GÖKALP:Kızıl Elma,Yeni Hayat, Türkleşmek -- İslalaşmak Muasırlaşmak, Altı ışık, Türkçülüğün Esasları, Türk medeniyet Tarihi, Malta Mektupları
MEHMET EMİN YURDAKUL:Türkçe Şiirler, Türk Sazı Ey Türk Uyan, Tan Sesleri, Ordunun Destanı, Dicle Önünde Turan a Doğru, Zafer Yolunda,
TARIK BUĞRA:Küçük Ağa, İbiş in Rüyası, Yarın Diye Bir Şey Yoktur, İki Uyku Arasında, Gençlik Türküsü, Firavun İmam, Gençliğim Eyvah, Yağmur Beklerken, Dönemeçte
CAHİT KÜLEBİ: Adamın Biri, Rüzgar, Atatürk Kurtuluş Savaşında, Anadili Öğretimi, Sıkıntı ve Umut, Yangın
Yeni doğan bir bebeğin aileye ne tür sorumluluklar getireceği bilinmez. Anne ve baba altından kalkamayacakları bir sorunla karşı karşıya kaldıklarını düşünürler.
Bu yanlış bir düşüncedir.Evvelce çocuk bakımı konusunda kesin reçeteler vermeye alışık olan çocuk doktorları, günümüzde, her bebeğin boyca, kiloca, renkçe v.b. yönlerden farklı birer yaratık olduğunu düşünmekte ve hoşlandıkları şeyler, duyguları, uyku alışkanlıkları, büyüme biçimleri, huyları bakımından da farklı olan bebeklerin katı bir anlayış içinde büyütülmemeleri gerektiğini savunmaktadırlar.
Her bebek, ayrı bir insan olarak ele alınıp ona göre yetiştirilmelidir.
Ama her zaman ne yapılması gerektiğini hep doktorunuzdan beklememelisiniz.
O size genel olarak izleyeceğiniz yol konusunda birtakım şeyler söyleyebilirse de, bunları kendi bebeğinize uygulayacak olan sizlersiniz. Bu yüzden anne ve baba, kendi yargılarına güvenmek zorundadırlar. Teorik bilgi her zaman pratik deneyimin yerini tutamaz.
Bebek doğuşta ortalama 3,5 kilogram kadar ağırlıktadır. Kızlar 250 gram kadar hafif olurlar. Beş kiloya kadar doğabilmektedir. İki kilo beş yüz daha az doğan bebekler erken doğmuş sayılırlar ve bu özel bakıma alınırlar. Çoğu beş-altıncı ayda kilolarının iki katına çıkarlar. Doğuşta boy 48 ilâ 53 santimetre arasındadır. Bir yaşına bastığında bebeğin boyu daha uzamış olur.
Doğuşta baş ile göğüs çevresi eşittir. Sonra baş hızla büyür ve bir yaşına bastığında cevresi 4 santime yakın artış gösterir.Kafatası kemikleri yumuşaktır ve çocuk bir yaşına kadar tek bir tarafa uzun süre yatmamalıdır. Bir emzirmede soluna, ötekinde sağına yatırılmalı, hem yüzüstü, hem de sırtüstü yatmaya alıştırılmalıdır. Kafatasında iki yumuşak bölge olan bıngıldaklar, kemiklerin kaynaşmadıkları bölgelerdir. Başın arka kısmındaki bıngıldak dördüncü ayda, öndeki bıngıldak ise onsekizinci ayda kapanır. Bıngıldaklara özel bir bakım gerekmezse de, buraları ellemek, bastırmak doğru değildir.
Yürüme : Bazı çocuklar yedinci ayda emeklemeye başlar. Bazıları, emeklemek için onuncu, hatta onbirinci ayı bekler. Birinci yılın sonunda, çocuk kolayca ayakları üzerinde dikilebilmeli ve tutunarak yürüyebilmelidir. Elinden tutulursa genellikle onikinci ayda yürür. Yardım edilmemesi halinde yürüme normal olarak oniki ile on altıncı aylar arasında başlar. Tabii, bazıları daha hızlı gelişir ama, çocukların yüzde 4O’ı bir yaşında, yüzde 6O’ı da on dört ayda yürüyebilir.
Şişman veya hastalık geçiren çocukların yürümeleri iki yaşına kadar gecikebilir. Bazen kaygan bir zemin, tıkış tıkış bir oda ya da sıkan bir ayakkabı, çocuğu yürümekten alıkoyabilir.
Kaslarda hastalık, raşitizm veya sinirlerde hasar sözkonusu olabilirse de bunlar çok seyrek görülen şeylerdir. Yürümeye isteksiz çocuğu anne-baba sabırla karşılamalı ve o yürümeye hazır olmadan zorlamaya gitmemelidir. Yeni yürümeye başlayan başka çocukların yanına koymak da, çocuğu yürümeye teşvik edici bir unsurdur.
Görme ve İşitme : Doğduktan sonra bebekler ışık ile karanlığı ayırdedebilirler ama, iki haftaya kadar dikkatlerini bir eşya üzerinde toplayamazlar. Genellikle dört hafta sonra bir şeye bakabilir ve iki aylıkken hareket halindeki bir eşyayı gözleriyle izleyebilirler. İlk aylarda gözünü bir noktada toplamakta güçlük çekeceğinden çocuk şaşı bakıyor sanılabilir. Bu durum kısa zamanda kaybolur, endişelenmeye gerek yoktur.
Doğuştan kısa süre sonra bebekler gürültü ve sesleri tanırlar ama bir sesi diğerinden ayırdetmesi için iki-üç ay geçmesi gerekir. İki-üç aylık bebekler müzik dinlemekten hoşlanırlar ve bazen bu durumda ağlamayı bile keserler. Tad alma : Bebeklerin gelişkin bir tad alma duyguları yoktur. Ancak tatlı ve ekşi besinleri birbirinden ayırt edebilirler. bu yazı genelsaglikbilgileri.com dan alınmıştır..
YASTIK BAKIMI
MÜHENDİSLİK DERGİLERİ